da2

kizilates.pngOrmanda olanlar

 Sıral Kızılateş

Yunan mitolojisinde, defne ağacına dönüşmeden evvel özgür ruhu ve gururlu kişiliğiyle ormanda gönlünce gezinen Defne, Ömer Faruk’un şubat ayında yayınlanan çocuk kitabı “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”nde ormandaki canlıların bilge kişisi olarak hikâyenin gidişatını belirleyen, bir fabrikanın neden olduğu çevre kirliliğinden muzdarip gözleri görmez olmuş, tüyleri kararmış, nefes dahi almakta zorlanan hayvanlara ve yaprakları solmuş ağaçlara yol gösteren, sorunlara çözümler üreten yardımsever bir lider olarak kişileştirilmiş. Ama aynı zamanda defne ağacı bu hikâyenin tek kahramanı değil; sincabı, tavşanı, kirpisi, maymunu, timsahı, jaguarı, suaygırı, yılanı, fili, tilkisi, kaplumbağası, geyiğiyle ormanda yaşayan hayvanlar; servisi, köknarı, meşesi, söğüdüyle ağaçlar ve tabii ki rüzgâr bu doğa hikâyesini bütünleyen diğer kahramanlar olarak ortaya çıktıklarında, doğanın bileşenlerinin doğayı tahrip eden insanlara karşı giriştiği ortak mücadele başlar.

Ve tabii macera da…Bir gün ormanda yaşayan hayvanlar sağlık sorunu yaşamaya başladıklarında, sorunun kaynağının çok uzaklardaki bir fabrikadan yayılan dumanlar olduğunu keşfederler. Bu fabrika sağlıklarını hatta hayatlarını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Hayvanların akıl danıştığı defne ağacının önerisi üzerine, kendilerini temsil eden bir heyet fabrika yöneticileriyle görüşmeye gider, gelin görün ki yöneticiler temsilci heyeti ciddiye almazlar. Defne ağacının, toplu olarak gidip öfkelerini göstermeleri gerektiğini söylemesi üzerine bu yol da denenir, ama nafile, fabrika yöneticilerini yine korkutmayı başaramazlar. Fabrikanın sonunu getirense, hayvanların yanında ağaçların ve rüzgârın da mücadeleye dahil olmasıyla esen fırtına olacak, nihayet hayvanlar ve ağaçlar doğayı kirleten fabrikadan kurtulup temiz hava soluyabileceklerdir.

Ortaklık duygusunu, kolektif davranma iradesini, sorunlara akılcı çözümler üretmenin gerekliliğini ve en mühimi, sorunlar karşısında ortak hareket etmenin hayatta değiştirici bir karşılığı olabileceğine dair güveni çocuklarla paylaşan yazar, akılcı ve akılda kalan, dilde özenli kitabı “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”nde, 6-7-8 yaş grubu çocukların kavrayışıyla uyumlu sade anlatımı, karmaşık olmayan kurgusu, kısa cümleleri, sıkça tekrarlarıyla “ağır” denebilecek konuları, akıcı bir hikâye örgüsünde çocuklar için keyifli bir okumaya dönüştürmüş.

Bununla beraber, anlatımda sıkça kullanılan ikilemeler ve pekiştirme sıfatları söz konusu yaş grubu çocukların aşina olduğu masal dilinin pekâlâ korunmasını sağlamış, aynı zamanda “aktarmak,” “çözüm üretmek,” “temsil eden heyet,” gibi metine serpiştirilmiş pek de aşina olmayabilecekleri az sayıda sözcük/söz öbeği çocukların söz dağarcıklarının geliştirilmesi yönünde yerinde bir tercih olmuş.

Her biri kendi farklılığıyla biricik, diğerleriyle birlikteyken yine kendilerine mahsus ve diğerleriyle bir bütün olabilen hayvanların elele verdiği mücadeleyi konu edinen hikâyenin, “görmediğimiz/bilmediğimizden korkarız; tanıdıkça duyulan endişe/korku yok olur” veya “cesaret, korkmamak değil, aksine korkuya rağmen devam etme kararlılığı göstermektir,” türünden satır aralarına gizlenmiş mesajlar içerdiğinin de altını çizmek gerekiyor. Belki de ormanda yaşayan canlıların ortak mücadelesini en anlamlı kılan şey, bu ormanın başı çeken, diğerlerini yöneten bir Aslan Kral’ının olmaması! Bu hikâyede aslanın, ormandaki hayvanların doğayı tahrip eden insanları korkutmak amacıyla sesini taklit ettikleri bir hayvan olmanın ötesinde dikkat çekici bir varlığı yoktur.

Çocukların, “dolu dolu” bir hikâye okumaktan keyif alabileceklerini öngörmekle beraber, güzel betimlemelerle türlü türlü hayvanların, ağaçların heyecanlı macerasını takip ettikleri bir hikâyeden henüz bilince çıkarmasalar da edebiyat keyfi alabileceklerinin işaretini veriyor, “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği.” Mesela, kitabın ilk satırları: “Billur gibi suların aktığı, tertemiz havanın solunduğu yemyeşil bir orman varmış. Hayvanlar ve ağaçlar bu ormanda mutlu, neşeli yaşarmış,” (sf.7) veya “Karlı dağların arasından sızıp gelen siyah duman bulutlarından başka bir şey gözükmüyormuş.” (sf.11)

Resimlerle ilgili olarak, bu yaş grubu çocukların görsel algısı göz önüne alındığında, resimlerin büyük bir kısmının çocuklar için belirsiz konturlarıyla muğlak, yer yer soyuta yakın olduğu söylenebilir, özellikle birkaç resimde bazı hayvanların tanımlanması yetişkinler için bile bir hayli güç, mesela, bir resimde mağaranın içinden geçen hayvan bir jaguar olduğu halde bunu resimden çıkarmak pek kolay olmuyor veya ormanda çiçek olarak “laleler” ve binayı andıran fabrika gerçeklikle uyuşmuyor sanki. Son olarak, kitabı resimleyen Buket Topakoğlu Gencer defne ağacını kadın olarak tasavvur etseymiş keşke, diye gönlümden geçmedi değil.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,

Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012

30.03.2012, Radikal Kitap

radikal500x500-copy