DEFNE AĞACI


 

Çocuklar İçin Çevre Bilinci

Necati Güngör

Ömer Faruk, kültür ve edebiyat çevreleri için yabancı bir ad değil: Başarılı bir yayıncı, ödüllü bir araştırmacı ve eleştirmen.

Ömer Faruk bu kez çocuklar için kaleme aldığı bir masal kitabıyla okur karşısında: Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”.

Altı-sekiz yaş grubu için çağdaş bir masal bu. Hedeflediği yaş grubunun kolayca okuyup anlayacağı düzeyde yalın, akıcı, dolaysız bir anlatıma sahip masal. Masalın söylediği ana düşünce şu: Üzerinde yaşadığımız dünyada bütün canlılarının aynı ölçüde sağlıklı yaşama hakkı var. İster insan olsun, ister hayvan olsun,  isterse bitkiler, ağaçlar, hatta dağlar taşlar, denizler ırmaklar olsun… Hepsinin, herkesin yaşama hakkı aynı.

Bunu söylerken masalın, çocuk aklının, edebiyatın sınırlarını zorlamıyor yazar. Her şey hayatın olağan akışı içinde sergileniyor. Çünkü hedeflenen yaş grubundaki çocukların algı düzeyi göz önüne alınarak kurgulanmış her şey. Ağaçların adlarından, ormanda yaşayan sevimli hayvanlardan doğa olaylarına kadar.

Olaylar, ormanın sevimli hayvanlarının bir gün sırayla hapşırmasıyla başlıyor.  Bunun nedeni, masal dağının öte yüzünden ormana doğru sürekli karabulutların gelmeye başlaması.

Dolayısıyla dağın iki yüzünde bir çelişki kendini gösterir: Bir yanda çevreye kara duman bulutları salan bir fabrika vardır; öte yanda, hayvanları, bitkileri, ağaçları, billur dereleriyle bir yeryüzü cenneti. Fabrika bacaları doğaya sürekli zararlı dumanlar salmaktadır. Doğaya verilen bu zararı ortadan kaldırmak için tüm canlılar birlik oluşturma kararı alırlar. Artık el ele yürütülen bir çevre mücadelesi söz konusudur. Önce, ormanın bilge ağacı defnenin önerisiyle işletme sahipleri uyarılıyor. Uyarılar sonuçsuz kalınca rüzgârın yardımı devreye giriyor. Ortalık toz duman oluyor, çatılar bacalar uçuyor, fabrikanın çarklarının, dişlilerinin arasına toz toprak giriyor. Makineler duruyor…

Olaylar bir çizgi film senaryosu gibi gelişiyor, yaşananlar masal mantığı içinde aktarılıyor. Yalın anlatım, şiirsel bir tat bırakıyor okurun zihninde. Masalın sürprizleri, şaşırtıcı dönemeçleri yok. Bu da çocukların daha kolay kavraması amacından kaynaklanıyor belki.

Yazar, hedeflediği yaş grubu içinde yer alan kendi kızının  (Defne) algı düzeyini ölçüt almış görünüyor.  Başarısının gizi sanırız bundan kaynaklanıyor.

Türk edebiyatında çevre teması ilk kez işlenmiyor. Ömer Faruk’un işlediği konu, Sadri Ertem’in “Bacayı İndir Bacayı Kaldır” öyküsünü akla getirse de, onunla tek ilgisi çevre kirliliğine dikkat çekilmesi… Sadri Ertem sanayileşmenin çevre sağlığını tehdit ettiği ilk dönemlerde yetişkinlerin dikkatini çekmeye çalışırken; Ömer Faruk bir masal çerçevesinde çocuklarda bilinç kıvılcımı yakmayı hedeflemiş.

Edebiyatta çevre teması derken, elbette Sait Faik’in “Son Kuşlar” öyküsünü de anımsamamak mümkün değil elbet. Ne diyordu bu usta yazarımız? “Gün gelecek, tabiat ananın yeşil saçlarını çocuklar göremeyecek.”

Bugün o tehlike ortadan kalkacağına daha da büyümüş görünüyor. Dolayısıyla, daha fazla yazarın bu temaya eğilmesi gerekiyor.

“Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”nde Ömer Faruk, bu görevi yerine getirme kaygısı içinde.

Elbette bu masalın resimlerinden de söz etmek gerekiyor. Ressam Buket Topakoğlu’nun güzel tabloları, masalı bütünleyen bir görüntü sergiliyor. Masal kahramanlarını okur kafasında kolayca canlandırıyor; onları sevimli kılıyor.

Yukarıda belirttiğim altı-sekiz yaş grubu çocuklarının ilgiyle okuyacakları bir masal olduğunu söylemek hiç de fazla bir iddia olmaz.

Bundan böyle Ömer Faruk’un yeni ve değişik çocuk kitaplarını bekleyecek çocuklar.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*Kasım 2012, Vatan Kitap


 

Ormanda Olanlar

Sıral Kızılateş

Yunan mitolojisinde, defne ağacına dönüşmeden evvel özgür ruhu ve gururlu kişiliğiyle ormanda gönlünce gezinen Defne, Ömer Faruk’un şubat ayında yayınlanan çocuk kitabı “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”nde ormandaki canlıların bilge kişisi olarak hikâyenin gidişatını belirleyen, bir fabrikanın neden olduğu çevre kirliliğinden muzdarip gözleri görmez olmuş, tüyleri kararmış, nefes dahi almakta zorlanan hayvanlara ve yaprakları solmuş ağaçlara yol gösteren, sorunlara çözümler üreten yardımsever bir lider olarak kişileştirilmiş. Ama aynı zamanda defne ağacı bu hikâyenin tek kahramanı değil; sincabı, tavşanı, kirpisi, maymunu, timsahı, jaguarı, suaygırı, yılanı, fili, tilkisi, kaplumbağası, geyiğiyle ormanda yaşayan hayvanlar; servisi, köknarı, meşesi, söğüdüyle ağaçlar ve tabii ki rüzgâr bu doğa hikâyesini bütünleyen diğer kahramanlar olarak ortaya çıktıklarında, doğanın bileşenlerinin doğayı tahrip eden insanlara karşı giriştiği ortak mücadele başlar.

Ve tabii macera da…Bir gün ormanda yaşayan hayvanlar sağlık sorunu yaşamaya başladıklarında, sorunun kaynağının çok uzaklardaki bir fabrikadan yayılan dumanlar olduğunu keşfederler. Bu fabrika sağlıklarını hatta hayatlarını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Hayvanların akıl danıştığı defne ağacının önerisi üzerine, kendilerini temsil eden bir heyet fabrika yöneticileriyle görüşmeye gider, gelin görün ki yöneticiler temsilci heyeti ciddiye almazlar. Defne ağacının, toplu olarak gidip öfkelerini göstermeleri gerektiğini söylemesi üzerine bu yol da denenir, ama nafile, fabrika yöneticilerini yine korkutmayı başaramazlar. Fabrikanın sonunu getirense, hayvanların yanında ağaçların ve rüzgârın da mücadeleye dahil olmasıyla esen fırtına olacak, nihayet hayvanlar ve ağaçlar doğayı kirleten fabrikadan kurtulup temiz hava soluyabileceklerdir.

Ortaklık duygusunu, kolektif davranma iradesini, sorunlara akılcı çözümler üretmenin gerekliliğini ve en mühimi, sorunlar karşısında ortak hareket etmenin hayatta değiştirici bir karşılığı olabileceğine dair güveni çocuklarla paylaşan yazar, akılcı ve akılda kalan, dilde özenli kitabı “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği”nde, 6-7-8 yaş grubu çocukların kavrayışıyla uyumlu sade anlatımı, karmaşık olmayan kurgusu, kısa cümleleri, sıkça tekrarlarıyla “ağır” denebilecek konuları, akıcı bir hikâye örgüsünde çocuklar için keyifli bir okumaya dönüştürmüş.

Bununla beraber, anlatımda sıkça kullanılan ikilemeler ve pekiştirme sıfatları söz konusu yaş grubu çocukların aşina olduğu masal dilinin pekâlâ korunmasını sağlamış, aynı zamanda “aktarmak,” “çözüm üretmek,” “temsil eden heyet,” gibi metine serpiştirilmiş pek de aşina olmayabilecekleri az sayıda sözcük/söz öbeği çocukların söz dağarcıklarının geliştirilmesi yönünde yerinde bir tercih olmuş.

Her biri kendi farklılığıyla biricik, diğerleriyle birlikteyken yine kendilerine mahsus ve diğerleriyle bir bütün olabilen hayvanların elele verdiği mücadeleyi konu edinen hikâyenin, “görmediğimiz/bilmediğimizden korkarız; tanıdıkça duyulan endişe/korku yok olur” veya “cesaret, korkmamak değil, aksine korkuya rağmen devam etme kararlılığı göstermektir,” türünden satır aralarına gizlenmiş mesajlar içerdiğinin de altını çizmek gerekiyor. Belki de ormanda yaşayan canlıların ortak mücadelesini en anlamlı kılan şey, bu ormanın başı çeken, diğerlerini yöneten bir Aslan Kral’ının olmaması! Bu hikâyede aslanın, ormandaki hayvanların doğayı tahrip eden insanları korkutmak amacıyla sesini taklit ettikleri bir hayvan olmanın ötesinde dikkat çekici bir varlığı yoktur.

Çocukların, “dolu dolu” bir hikâye okumaktan keyif alabileceklerini öngörmekle beraber, güzel betimlemelerle türlü türlü hayvanların, ağaçların heyecanlı macerasını takip ettikleri bir hikâyeden henüz bilince çıkarmasalar da edebiyat keyfi alabileceklerinin işaretini veriyor, “Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği.” Mesela, kitabın ilk satırları: “Billur gibi suların aktığı, tertemiz havanın solunduğu yemyeşil bir orman varmış. Hayvanlar ve ağaçlar bu ormanda mutlu, neşeli yaşarmış,” (sf.7) veya “Karlı dağların arasından sızıp gelen siyah duman bulutlarından başka bir şey gözükmüyormuş.” (sf.11)

Resimlerle ilgili olarak, bu yaş grubu çocukların görsel algısı göz önüne alındığında, resimlerin büyük bir kısmının çocuklar için belirsiz konturlarıyla muğlak, yer yer soyuta yakın olduğu söylenebilir, özellikle birkaç resimde bazı hayvanların tanımlanması yetişkinler için bile bir hayli güç, mesela, bir resimde mağaranın içinden geçen hayvan bir jaguar olduğu halde bunu resimden çıkarmak pek kolay olmuyor veya ormanda çiçek olarak “laleler” ve binayı andıran fabrika gerçeklikle uyuşmuyor sanki. Son olarak, kitabı resimleyen Buket Topakoğlu Gencer defne ağacını kadın olarak tasavvur etseymiş keşke, diye gönlümden geçmedi değil.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*30.03.2012, Radikal Kitap


 

Defne Ağacı Lider Olursa

Orhan Miroğlu

Bir sabah zehirlenmiş bir doğayla karşı karşıya kalan hayvanlar, bitkiler ve
ağaçlar doğayı zehirleyenlere karşı barışçıl bir mücadele içine girerler…

Ormanların liderliğini şimdiye kadar başkasına kaptırmamış Aslan’ın liderliği gün gelir işe yaramaz hale gelir mi? Daha doğrusu aslanın ormanlardaki liderliğinden kurtulmak mümkün mü?

Kazanç uğruna hiç olmadık yerlere fabrika bacası diken ve doğayı tahrip edip, zehirleyen insanlarla nasıl mücadele edilir?

Güzel mi güzel, havası temiz, içinde dolanan canlıları sağlıklı bir ormanda yaşayan çeşit çeşit hayvanlar, bir sabah farklı bir ormana, zehirlenmiş bir ormana uyandıklarında ne yaparlar?

Kadere boyun eğip, kendilerine yaşayacakları başka bir orman aramak için, dağı taşı aşıp, gökyüzüne doğru kanat çırpıp yollara mı koyulurlar, yoksa başlarına gelen felaketin nedenini önce anlayıp, sonra da o eski güzel günlere dönmek için hep beraber mücadele mi ederler?

Ömer Faruk 6-7 yaş arası çocuklar için yazdığı öyküde bir sabah uyandıklarında zehirlenmiş bir doğayla karşı karşıya kalan hayvanların, ağaçların, bitkilerin, doğayı zehirleyenlere karşı barışçıl mücadelesini anlatıyor. Kitabın her sayfası, Buket Topakoğlu Gencer tarafından bir güzel resimlenmiş.

Resimler o kadar güzel ki, sayfayı okuyup başka sayfaya geçmeden, durup resme bir kez daha bakmaktan kendinizi alamıyorsunuz.

Liderlerle başı ağrıyan bir toplumuz ya, baş ağrısından kurtulmak için acaba liderlere son bir şans verilebilir mi?

Ya bu şans da mutluluk getirmezse, o zaman ne yapmalı?

Madem lider yok, yaşamak boşuna deyip, hayata küsmeli mi?

Ömer Faruk’un Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği adlı kitabında anlattığı hikâye bu sorulara doğru cevaplar arayan bir hikâye.

Birtakım insanlar, bir gün bir ormanın yakınına bir fabrika kurarlar. Canlıları ve doğayı zehirler bu fabrika.

Tavşanın tüyleri simsiyah olur, kertenkelenin gözleri görmez olur, meşe ağacı nefes alamaz, tilkinin burnuna hep duman kokusu gelir, kartal gökyüzünde dolanıp durur ama dumandan bir şey göremez..

Ormandaki canlılar, defne ağacına giderler, dumanın sebebini sormak için, o da rüzgâra sorar ve rüzgâr ormanı zehirleyen dumanın bir fabrikadan çıktığını söyler.

Ormanda yaşayan canlılar Defne’nin yol göstericiliğinde toplanırlar.

Defne’nin hikâyesini yazmamış Ömer Faruk, çünkü amacı bize Defne’nin mitolojideki hikâyesini anlatmak değil de, doğanın tahrip edilmesi ve zehirlenmesini anlatmak.

Ama Defne’nin canlı bir su perisi olarak yaşarken, Yunan tanrısı Apollon tarafından bir ağaca dönüştürüldüğünü ve bu ağacın adının Defne olduğunu biliyoruz zaten.

İşte bu defne ağacı, orman kardeşliğine liderlik yapar. Aslanın pabucu dama atılmıştır anlayacağınız.

Orman içinde yaşayan kardeşler, fabrikayı kuran insanlarla diyalog kurup, ormanı daha fazla zehirlenmekten kurtarmak için olmadık mücadelelere girişirler, ama bu mücadelelerin hiçbiri şiddet barındırmaz. Tecrübe edilen her yöntem, her araç tamamen barışçıldır. Önce diyaloğu denerler ormandaki kardeşler. Başarısız olunca başka çarelere başvururlar. Sonra da kendilerini ve ormanı kurtarmayı başarırlar.

Nasıl diyeceksiniz, ama isterseniz, hikâyeyi anlatmayalım baştan sona, her ne olmuşsa gerisini kitaptan okuyalım.

Tatile, yaza hazırlanan çocukların merakla ve çok şey öğrenerek okuyacağı tatlı bir hikâye Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği.

Söylemesi benden, okunması sizden…

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*Haziran 2012, Taraf Gazetesi


 

Çocuklara Doğadan Dersler

Süha Sertabiboğlu

Adı, ülkemiz yayıncılığında çok önemli bir dönemeç olan Ayrıntı Yayınları’yla hemen hemen özdeş hale gelmiş ‘militan yayıncı’ Ömer Faruk çocuklara bir masal kitabı yazmış. Adı: Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği.

Çocuk kitabı deyince hepimizin aklına hep iyi kalpli dedeler, melek insanlar, yardımsever polislerle dolu ve çocuklara hep, iyilik edenin iyilik bulacağı, kötülerin daima cezasını göreceği, bunun dışında bir şeyi dert etmenin gereksiz olacağı bir dünya sunan sade suya tirit hoşluklar gelir. Oysa bunlar çocukları kandırmaktan, onları hayatın kazığını yemeye hazır, saf mahlûklar haline getirmekten başka bir şey değil. Bunların amacı, çocuğun doğasında varolan isyan duygusunu körletmek, onları insanlık dışı bir düzenin uyumlu bireyleri, sürünün itaatkar koyunları haline getirmek olsa gerek.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği’ndeyse, “onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine” türünden kandırmacalar, iyi kalpli dedeler, melek polisler falan yok. Kötü fabrikatörler, doğayı kirleten kötüler var ve bunlar kendiliğinden değil, ancak orman canlılarının elbirliğiyle ve ses çıkararak, savaşarak alt edilebiliyor. Evet, bir şeyleri değiştirebilmek için sesini çıkarmak gerektiğini gösteriyor çocuklara. Başkalarını hiçe sayanlara haddini bildirmek gerektiğini, ‘iyiliğin’ bir işe yaramayacağını, üst otoritelerden medet umulamayacağını ve ‘iyilik’ yapanın değil, ancak mücadele edenin kazanabileceğini öğretiyor; ama mücadelenin hiç kolay olmadığını hatırlatıyor. Doğayı kirleten, diğer canlıları hiçe sayan insanın hayvanlar, bitkiler, rüzgar, yani tüm doğanın hışmına uğrayacağını haber veriyor, doğayı hafife almayın diyor. . . Militan yayıncı militanlığını yapmış yine.

Ama bütün bunları okuyup da, Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği’nin ders veren, çatık kaşlı bir kitap olduğunu sanmayın. Tam tersine, basit, ritmik anlatımıyla çok sevimli bir kitap ve bunu sevmeyecek, severek okumayacak, hele Buket Topakoğlu Gencer’in nahif resimlerini beğenmeyecek çocuk düşünemiyorum.

Belki de bu kitap, çocukların doğaya hükmetmek yerine doğayla uyumlu yaşama bilinci kazanmasında bir başlangıç niteliği taşıyabilir. Sadece bunun umuduyla bile okunmaya değer. Yalnızca çocukların değil, toplumda doğa kanunlarını egemen kılmaya, doğayaysa egemen olmaya kalkan yetişkinlerin de bu kitaptan alacağı dersler olduğu muhakkak.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*30.11.2012, Sol


 

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği

Berna Sarıdoğan

Hediye seçmekte çok zorlanırım. Bu yüzden herkese kitap hediye ederim. Çocuklara da. Bir arkadaşımın adı güzel, kendi güzel oğluna hediye almak için kitapçı kitapçı dolaştım haftasonu. Çocuk kitapları hâlâ ilgi alanınıza giriyor mu bilmiyorum ama gördüklerimin bazıları beni gerçekten dehşete düşürdü. Sanırım hangilerini kastettiğimi biliyorsunuz. Tüm bu kitaplar arasında  kapağıyla ve adıyla dikkatimi çeken bir kitap oldu: Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği.

Bence de çocuklarımıza kardeşliği öğretmeliyiz. Kitabın kapağından da bir sürü sevimli havyan bana bakıyordu zaten.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, mutlu mesut bir ormanda yaşarken, birden bire düşüncesiz insanların kurduğu fabrika yüzünden huzurları ve sağlıkları bozulan orman hayvanlarının bu duruma bir çare bulma çabalarını anlatıyor.

Hayvanlar hatta ağaçlar birden bire hapşırmaya başlıyorlar. Sincap bu yüzden tavşanı elinden kaçırıyor kovalamaca oynarken. Zavallı tavşanın kürkü de kapkara oluyor.  Simsiyah duman bulutları görünüyor taaa karlı dağların ardından. En yüksek ağaca tırmanan maymun hatta çok yükseklerden uçan kartal da bulamayınca dumanın kaynağını, çok gezip tozan rüzgardan yardım istiyorlar. Rüzgar da onlara insanların açtıkları fabrikadan geldiğini söylüyor bu hepsini hasta eden dumanın. Hayvanlar hemen toplanıp bu durumu bir çare bulmaya karar veriyorlar. Sanıyorlar ki insanlara durumu anlatıp sorunlarını söylerlerse hemen kapatırlar fabrikayı. Ama tahmin edileceği üzere insanlar onlara bakıp dalga geçiyorlar. O zaman hayvanlar başka çarelere başvurmak zorunda kalıyorlar.

Kitabın beğendiğim yönlerinden biri bu işbirliği vurgusu oldu itiraf etmeliyim ki. Filden kertenkeleye, kaplumbağadan kartala bütün hayvanlar tam bir uyum içindeler ve gayet iyi anlaşıyorlar. Ah bir de söz dinlemeyen büyük insanlar olmasa…

Oğluma küçükken kitap okurken, kitaplardaki tekrarların onun kitabın içine girmesine çok yardımcı olduğunu fark etmiştim. Çünkü bu sayede, o da bana katılıp benimle beraber o kısımları okuyormuş gibi takip ediyordu hikayeyi ve o kısımları tekrar tekrar oku(t)mak istiyordu. Bu kitapta da böyle bölümler var…

Ayrıca kitap çok eğlenceli bir dille yazılmış. Bir çocukla beraber okumak daha da eğlenceli olur sanırım. Çünkü onunla birlikte hayvanların taklidini yapıp, hapşurmaca, kızgın kızgın bakmaca, gırrrrrlamaca oynayabilirsiniz. Resimler de bu konuda çok yardımcı olur. Ben özellikle tilki ve geyiğe bayıldım. O kadar sevimli çizilmişler ki.

Hepimize kitaptaki gibi bir defne ağacı, okuyacak olanlara da şimdiden iyi eğlenceler diliyorum.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*09.03.2013, Yurt Kitap


 

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği

Ferma Lekesizalın

Ormandaki hayvanlar mutlu, huzurlu hayatlarını sürdürmektedir. Buna tertemiz havanın, suyun, toprağın, yemyeşil yapraklı ağaçların ve bitkilerin katkısı büyüktür.

Ne var ki, hayvanların mutluluk ve huzuru uzun sürmez. Ormanın hemen berisindeki dağın ötesinde insanlar gün boyunca bacasından kara ve zehirli duman yayan bir fabrika kurmuştur. Fabrika bütün gün çalışır, pis dumanı ormana ulaşır ve oradaki havayı kirletir. Havanın kirliliğinden hapşıran, burunları tıkanan ve gözleri yaşaran zavallı tavşan, sincap, maymun, kartal, tilki ve kertenkele bu duruma bir çare bulmak zorundadır. Çünkü ormandan başka kaçıp sığınabilecekleri bir yuvaları yoktur.

Kim bu kötü havayı solumak, kirli suyu içmek ister? Kim ister yemyeşil ormanın griye dönmesini? Nedir bu insanların vurdumduymazlığı böyle? Neyse ki, çaresiz kalan hayvanların sorunlarını açabilecekleri yaşlı ve bilge defne ağacı vardır. Acaba defne ağacının önderliğinde hep birlikte kirliliğe bir çözüm bulabilecekler midir?

Ömer Faruk’un bu ilk öykü kitabı sevimli karakterleri, sade dili, canlı imgeleriyle çocukların okumaktan büyük bir keyif alacağı özelliklere sahip. Daha da önemlisi, çevre kirliliği temasını bu kadar sade, yalın ama güçlü biçimde işliyor olması. Küresel bir sorun olarak herkesin kendini karşısında çaresiz hissettiği çevre kirliliği acil bir sorun olarak önümüzde duruyor. Peki bizde bu sorunu adamakıllı ele alacak kararlılık ve cesaret var mı?

Ömer Faruk’un keyifli öyküsü, küçüklere çevreye duyarlılığın kararlılık ve cesaret gerektirdiğini anlatma konusunda sağlam bir yerde duruyor. Defne Ağacı önümüzde duran en önemli küresel sorun karşısında birlikte düşünmenin ve çözüm üretmenin önemini vurguluyor ve küçüklere, bir sorun karşısında birlik olarak harekete geçildiği takdirde mutlaka bir kazanım elde edileceğini gösteriyor. Elbette, kitabın Buket Topakoğlu Gencer tarafından hazırlanan müthiş sevimli görsellerinin katkılarını unutmamak gerek. Bu harika işbirliğinin sonucu: Küçükler için son derece keyifli bir okuma deneyimi.

Defne Ağacı ve Orman Kardeşliği, Ömer Faruk,
Yapı Kredi Yayınları/Doğan Kardeş, 52 sayfa, İstanbul, 2012
*Haziran 2012, Varlık